Nefi Demirci
57. Piyade Alayı, vatan toprağında şehit olan Türkmenler (Kerküklüler)
15-09-2012 12:15
Hep
düşünmüşüm, kendi kendimi sorgulamış, cevap bulmaya çalışmışım, Milli
Mücadeleye Kerkük’ten, 1. Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda olanlar ve
istiklal madalyası alanların dışında katılan veya katılım olmuş mudur?
Olmuş olsaydı, Sivas, Gaziantep veya Şanlıurfa Adana gibi Kerkük’te milli
sınırlarımız içerisinde kalır midi?
Yaptığımız
araştırmalarda; İstiklal Harbine katılmak üzere gönüllü 21 kişinin isimlerini
tespit etmiştik ( 1), bunlardan Salih Medeni, Kaymakam Rauf Bey, Muallim
Ali Mehmet Efendi, Tevfik Hürmüzlü, Sami Neftçi gibi merhumlar, ve yine
gönüllü Kerküklülerden Bektaş ve Şemseddin efendiler,
Adana’da, muhasebe müdürlüğünde çalışmış ve
yüce Atatürk’ün zaman, zaman maaşını götürürmüş olan Rauf Kölemen Ankara
da, Rauf Demirci Samsunda, İzzet Avcı ve İstiklal madalyası alan
Ali Rıza Arsalan İstanbul’da emekli olduklarından sonra yaşamlarını
vefatlarına kadar sürdürmüşlerdir.
Çanakkale
şehitliğini görenler, gezenler, 20 – 25 yaşlarında bir çok Kerküklünün
Anavatan toprakları içinde bir Erzurumlu, bir İstanbullu bir Şanlıurfalı ve
Gaziantepli ile yan yana yattığını görürler.
57.
Piyade Alayında vatan için canını vermekte Anadolu evladından geri kalmayan
Kerküklüler, doğdukları topraklarının yabana, ağyara gittiğini, dağıtıldığını,
işgal edildiğini, perişanlığını kalkıp görmüş olsalar, oraların öz be öz Türkün
olan topraklarının Anavatan topraklarına katmak için ellerine silahlarını alıp
Allah, Allah deyip 57. Piyade alayına ve Mustafa Kemal’in emirlerine
uyarlar miydi? Eminim inancım odur ki uyarlardı ve
bizleri, topraklarının evlatlarını haklı olarak af etmez sitem eder
hesap sorarlardı.
Zira
yüce Atatürk, Musul’u Kerkük’ü ilelebet yad elinde kalsın diye bırakmadı, ahval
ve şerait “şartlar” uygun olduğu zamana bırakmak zorunda kaldı, bu
şartlar birkaç defa “ müsait “ oldu, ama yüce insandan sonra Türkiye’yi
yönetenler yerine getirmedi, getirilmedi, getirmediler.
Şehitler
toprağı Çanakkale’de sen ey Nurioğlu Veli ve sen Mustafaoğlu Hasan
rahat uyuyun, Atatürk’ün dediği gibi bu vatan topakları birdir, bir bütündür ve
“ halas günü yakındır”.
Gerçek
şu ki Türkmen toprakları ( Türkmeneli) olan Kerkük’ten, Erbil’den Telafer ve
diğer yörelerden Milli Mücadeleye katılmak için belki heyetler gitmemiş,
gidememiş, Türk vatanını dün olduğu gibi bugünde bir parça, bir
bütün olarak kabul eden Kerküklüler, tespit ettiğimiz gibi Milli
Mücadeleye katılmışlar, katılmak için yollara düşmüşler, varanlar varmış, şehit
olanlar Kerkük’ün Türk olan ve kaderin kötü oyunu sonucu yad elinde kalan
kokusunu VATAN topraklarında kurtuluşa kadar koklamaya devam ederek nur içinde
yatmaktadır.
Heyet
neden davet edilmedi veya onlar neden katılmadı, bunun cevabını vermek, bulmak
daha geniş araştırmayı(2) gerektirir, ama şu da gerçek, bölgenin tamamı
İngilizler tarafından işgal edilmişti, yollar tutulmuş, telgraf telleri
ya kesilmiş veya kontrol altında, Kerkük şehri sıkı denetim altında, kısa
süre sonrada katliamlar başlamıştı. Geniş çapta Milli Mücadeleye onun
için katılım olmamıştı. Benim ve benim gibilerin içinde yine keşke
katılabilinseydi, direnebilmiş olsalardı, Erzurum ve Sivas kongrelerine katılma
şansları olsaydı, inanılmaz bir kor halinde bu soruların cevabını ve
isteklerimin gerçekleşmesini temenni eder ve beklerim.
Şu da
bir başka gerçek, şans, kurtuluş şansı onlara gülmedi; PETROL
Türkmeneli topraklarında bulunacağına, Allah’ım Petrolu bize, Türk
Milletine Anavatan topraklarında verseydi, kısmet etseydi bugün ne Kerkük
ağyarın elinde kalırdı ne de anavatanım AB ve İMF kapısında
yolunun Diyarbakır’dan geçer sözünü edenlerin karşısında susar boynunu bükerdi.
Bir
gerçek de Osmanlı, O büyükler büyüğü şanlı Osmanlı, Türk’ten
gayrı insanlara daha yakın olmuş, onlara daha çok hizmet götürmüş, Askeri
Rüştiye Okulunu Kerkük yerine Süleymaniye’de açmış, orduya hıyanet
içersinde olan, Nemrut Mustafa gibi Türk olmayan birçok insanların katılımı
sağlanmış, ihanetler, arkadan vurmalar çoğu zaman kendi içimizde bulunan
Türk olmayan Müslümanlardan , ordumuzun içinde bulunan bu gibi
insanlardan gelmiş.
400
Yılı aşkın Arapların namus ve iffetini koruyan, Anadolu’dan giden erzakla
beslediğimiz, imaret, su kanalları, kutsal yerleri Mehmetlerin kanı ve Ay
Yıldızlı SEMAVİ BAYRAĞIMIZIN gölgesinde koruduğumuz yörenin insanları aldıkları
altınlarla işledikleri ihanetlerinin bedelini Osmanlıdan sonra çok acı
bir şekilde ödemişler, ödemektedirler. Sayelerinde İsrail Devleti
kuruldu ve bugün genişletilmiş BOP’NİN Baharı içinde yüzerek
donmaktadırlar.
Kerkük’te
yapılan soy kırımın bedelini bir zalimin yüzünden yüzlerce, hatta
binlerce masum çocuk ölerek ödemiş. Tarih boyunca hiç ayrım
yapılmadığının bedelini bitmez tükenmez baş
kaldırmaları, Milli Mücadelemizde altınları görünce Araplar
gibi isyana kalkışmışlar ve vatan toprağı uğruna canını dişine takan
evlatlarımızı arkadan vurmuşlar, vurmaya devam etmektedirler!
Bugüne
geldiğimizde değişen büyük bir şeyin olmadığını ibretle görmekteyiz, yine
canlarımız dedelerinin kanlarıyla sulanan topraklarımızda arkadan
vurulmaktadır. Kerkük’te kan dinmiyor, kin ayni kin, ne versen nafile ONLAR Ata
topraklarımızı Kerkük’ü istiyorlar.
Eminim
ve inanmaktayım ki, Çanakkale’de yan yana kucak kucağa yatan bu şehitler
dün olduğu gibi bir Kerküklü, bir Rizeli, bir Adanalı ve bir Edirneli
gibi bugünde MUKADDES TOPRAKLARIMIZ, TOPRAKLARI İÇİN TÜRKÜN VATANI OLAN ANADOLU
için şahadet şerbetini içmeye hazırdırlar ve 40 binin üstünde evlatlarımızı
şehit edenleri af etmeyeceklerdir.
Birlik,
dirlik, bütünlük uğruna yüce atalarının şanlı orduları içinde ALLAH ALLAH
diyerek TÜRK topraklarına yan bakanlara, göz dikenlere
gövdelerini siper edeceklerdir. Bilinmelidir ki, ancak ve
ancak Türk Milleti ile hıyanet içine girmeden insanca yaşamalarının
imkanı vardır.
Var
olan anadilde ifade ve konuşma başka, adı Türk olan, Türkler tarafından
kurulan Cumhuriyetimizin resmi TV. lerinde yayın ve ANADİLDE EĞİTİM,
şanlı BAYRAĞIMIZIN ilelebet payidar kılınması için canlarını verenleri
yattıkları topraklarda rahatsız eder ve müsaade edenleri af etmez,
çünkü bu tutum ve davranış vatanı bölünmeye götürür.
Irak’taki
Kürt hareketinin siyasi tarihi seyrini ve sömürgeci devletlerin
niyetlerini bilenler, bu alanda siyaset yapanlar, bu konuları iyi
bilmek ve değerlendirmek zorundadır.
Burası,
Anadolu, bugünkü sınırlarımız içersinde olan topraklar Türk Toprağıdır, Irak
veya başka ülke gibi değildir, tavsiyem hiç kimse bu gerçeği unutmamasıdır.
Ordumuzun gözü nefesi her an Çanakkale de, 57. Alay şehitlerinin
kucak kucağa yattığı, kanlarını bu topraklar için döktükleri şehitlerimizin
mübarek ruhları ile birleşir, dün İngiliz altınları, bugün
Avrupa’nın emel ve oyunları ile kutsal vatanı parçalamaya, bölmeye kalkanlara
hiçbir kuvvetin yıkamayacağı KALKANI OLUR.
2. Araştırmacı yazar Sayın Cengiz Eroğlu.
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar
Faaliyetler

İstanbul'daki Türkmen Kadınları Anneler Gününü Kutladı
Mayıs ayının ikinci haftasında kutlanan anneler günü münasebetiyle Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel merkezinde bir araya gelen Türkmen kadınları birbirleriyle görüşme ve sohbet etme fırsatı buldu.

Türkmen Derneklerinin Türkmen Davasındaki Rolü ve Güncel Sorunları
ORSAM’ın Türkmen Aydınları Toplantıları dizisinin beşincisi 14 Kasım 2009’da gerçekleştirildi. “Türkiye’deki Türkmen Derneklerinin Türkmen Davasındaki Rolü ve Güncel Sorunları” konulu toplantıya Türkiye’nin farklı illerinden çok sayıda Türkmen aydını ile

Kahvaltı Toplantıları sürüyor
Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi'nde yapılan ve geleneksel hale gelen

Irak Türkmen Liderleri Ortak Çalışma Kararı aldı
Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve tanınmış Türkmen şahsiyeti Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın davetine icabet eden Irak Türkmenlerinin Irak Parlamentosundaki Milletvekilleri, Siyasî Parti Başkanları ve Türkmen fikir ve kanaat önderleri genişle
Yorum Yap